¦ ¦

¦


¦


¦


¦


¦


¦

¦

¦ ¦¦

¦

¦ ¦ ¦ ¦



¦


¦ ¦ ¦

¦ ¦

¦
 
Beni Güldürme Hayat,Ben Seni Yeteri Kadar Güldürdüm çünkü...

bigoo.ws - Text Note Generators
 
  Bir Şeylere Kızmak..Ama Niye..?
  SEN?
  Ben Bir Öğretmenim
  Top 10 Resimlerim
  Şimdiye Kadar Neyi Çözemedik ?
  Ziyaretçi Defteri
  Hayattaki En Sıradan Şeyler..
  Atatürk'ün Öğretmenlere Hitabı
  Ruhumdaki Şarkılar
  Çocuklara Yabancı Dil Öğretimi
  En Çok Satılan Kitaplar
  Hıncal ULUÇ - Bir Aşk Hikayesi
  Düş ve Gerçek
  İncinen Gurur (Şiir)
  Operanın Doğuşu
  Hoyrat Dalgalar
  İçimdeki KAFKA...
  Yaratıcılık ve Zeka Üzerine
  İdeal Bir Öğretmen Nasıl Olmalıdır?
  Foto Galeri(Hırsın Gözleri)
  Koro Yıllarım..Arzu Akyüz(1989-2001) youtube'ta izle...
  İki Güvercin
  Zodyak Burçları...Burcunuza Bakın ;)
  Radyo Dinle
  Chat..Sende Katıl ;)
  Vizyondaki Filmler
  İllere Göre Hava Durumları
  Tüm Gazeteler..Okuyun..
  Oyun Oyna..Bedava Oyunlar
  Rüya Tabirleri
  Yararlı Linkler
  Her Dilde Sözlük
  Youtube Benim Seçtiklerim...
  Youtube..Art On İce
  Üye Ol
  Sayaç
  Komik Bir Fıkra..Okuyun..Hele Erkekler!!:)
  Evgeni Plushenko Kimdir?
  Müzik HABERLERİ
  Ben Yine Aynı Benim
  Arzu Akyüz Kimdir?
  Yalnız Bir Opera(Murathan MUNGAN)
  Bilgi YARIŞMASI
  FRANZ KAFKA
  KARDEŞİM'E MEKTUP
  Dünya TELEVİZYONLARI
  Koray Çelebi ( Hayata Dair )

htmlkodcenneti Glitter kodlar
ProfileWizard.net - Free Myspace Stuff
Myspace Layouts
Düş ve Gerçek


ein Bild



                                                                                                          

 Düş ve Gerçek...(17 Ekim 2001)

 

 

Alice üniversiteye yeni başlamış olmanın heyecanıyla bindi o gün otobüsüne..Tüm yıl uğraşmıştı,ailesinin ona gösterdiği emeği boşa çıkarmamak için gecesini gündüzüne katıp-

 

sınavlara hazırlanmıştı.Bir yandan yeni bir şehre taşınmanın verdiği korku,bir yandan ev arkadaşları..Ev arkadaşlarıyla iyi geçindiği pek söylenemezdi.Ama tüm bunlar umrunda bile değildi. O yeni bir hayata başlıyordu..Otobüsten indiğinde yepyeni bir dünya vardı sanki karşısında..Bir an yolunu kesen ağaçları kendi şehrindeki opera binasının önünde duran ağaçlara benzetti.Hafif bir burukluk belirdi yüzünde.Yılları o binada opera söyleyerek isyanını dile getirmişti şarkılarıyla.Kaybettiği dostlarıyla bu ağaçların altında buluşmuşlardı. Sevilen bir kızdı Alice.Operada ki başarısı dilden dile dolaşmış ve kısa sürede ustaların yönettiği korolara transfer olmuştu.Burdada başarısını sürdürmüş çeşitli ödüllerin sahibi olmuştu.Gözlerinden ılık damlaların aktığını hissetti o an. Ama sıcak bir tebessümle yoluna devam etti.İnsanlar sere serpe uzanmış,kimisi konuşuyor,kimisi gülüyordu..İçinde tuhaf duygular vardı.Kendisi de bazen çözmekte zorlanıyordu.

Sonunda sınıfını buldu ve etrafını süzdükten sonra sessizce en arka sıraya oturdu.Herkes birbirini tanıyor gibiydi.Kendini çok yabancı hissetti.Ama bu duygular sınıfa öğretmeninde girmesiyle birlikte yerini meraka bıraktı.İsmi Michael olan bu öğretmen sürekli gülüyordu..Ağzından çıkan her sözde bir espri,bir anlam vardı.Çok sevmişti Alice bu öğretmeni.Kendini tanıtma sırası Alice'e gelince sınıfta korkunç bir sessizlik belirdi.Alice'in ses tonu herkesi şaşırtmıştı.Birab durakladı,etrafa bakındı ve ne yapacağını şaşırdı.Ama sonra kendinden emin bir şekilde kendini tanıtmaya devam etti.Az önce durmadan gülümseyen Michael bile büyük bir dikkatle onu dinliyor,ve sürekli konuşturuyordu.Ses tonu farklıydı Alice'in.Uzun yıllar opera eğitimi almıştı.Sesinde ki vurgular ve kalınlık hemen dikkat çekici cinstendi.Bu duruma daha sonra alışan Alice konuşması bittikten sonra yerine oturdu ve Michael'a baktı.Michael tebessüm ederek ona ses tonunun güzelliğinden ve akıcı lisanından bahsetti.Bu duruma alçak gönüllükle tebessüm etti Alice.

Aradan bir hafta geçmiş , yavaş yavaş derslere başlanmış ve arkadaş edinmişti.Ancak hala ders kitabı eksikti. Harıl harıl kitapçılarda soluğu alıyor ancak bir türlü o ders kitabını bulamıyordu.

Bir gün,Ders arasında arkadaşı Jane ona yardım edebileceğini söyledi ve aşağı katta dolaşan Sendio'ya seslendi.Alice şaşkınlık içerisindeydi,çünkü jane'nin seslendiği erkek Alice'e öyle bakıyordu ki

Alice biran başını çevirmek zorunda kaldı.Daha sonra Jane onun elinden tutup aşağı Sendio'nun yanına götürdü ve onları tanıştırdı.Alice kibarca Sendio bir üst sınıfta okuduğu için ondan kitaplarını istedi.Sendio hiç cevap vermiyor,Alice konuştukça şaşkınlığı daha da artıyordu. Oldukça hoş bir kızdı.O gün giydiği kırmızı bluz,üzerine tam oturan blue jean ve beline kadar inen düz saçlarıyla bu güzelliği daha da belirginleşmişti.Sonunda Sendio konuştu ve tanıştığına memnun oldugunu söyleyip,kitaplarını en kısa zamanda getireceğini söyledi.Kendisine itiraf edememişti ama Alice'te etkilenmişti Sendio'dan.Garip bir havası vardı.Sanki bir şeylere belli belirsiz isyan ediyor ama bunu kimseye yansıtmıyordu.Alice okuldan sonra tüm gün onu düşündü..

Ertesi gün Sendio kitaplarla birlikte yanına geldi.Sendio ona bir de kahve getirmişti.Bu Alice'in çok hoşuna gitti.Sendio'yu ilk defa gülerken gördü.Omzuna kadar inen kumral saçları ve yemyeşil tişörtüyle çok çekiciydi.Ama nedense Alice onun gözlerine bakamıyordu.Bu durum kısa sürmedi.Birlikte o gün gezip,doyasıya sohbet ettiler.Günün sonunda ikiside yorgun düşmüştü ve okulun muhteşem manzarasını gösteren bir yere oturdular..Eve gitmeyi asla istemediler sanki..Sendio uzaktaki bir ışığı göstermek için Alice'e yanaştı,onun yanağını hissetti Alice..Ürperdi ne yapacağını bilemedi ama kendini de çekmedi.Yorulmadan konuştular..Paylaştılar ve tartıştılar..İkisinin de çok ortak yönü vardı.Ama en belirgin ortak yönleri "Yalnızlık'tı".

Alice hiç eve gelmek istememişti.Ama mecburdu,çünkü evde kendisini bekleyen ve hayatta hiçbir şeyden anlamayan iki kız onu bekliyordu.Hiç konuşmadan odasına geçti.Aklında hep o vardı,yatağın bir köşesinde bugünü tekrar film şeridi gibi gözünün önüne getirdi. Mutluydu..En önemliside buydu.

Sabah erkenden hazırlanıp okula gitti..Ama Sendio'yu göremedi.Ders başlayana kadar gözleri onu aradı ama o yoktu.Birinci ders bittikten sonra hemen hissetmişcesine kapıya koştu.Sendio o tatlı gülümsemesiyle onu bekliyordu.Sımsıkı sarıldı ona..Akşam evine davet etti Sendio.Ama Alice bu teklife pek sıcak bakmadı önce.Korkuyordu..Kapılıp gitmekten Sendio'nun ona zarar vermesinden korkuyordu.Akşam olunca şehrin içinde dolandılar..Ama şehir onları boğuyordu..İkiside kalabalıktan hoşlanmıyordu.Sonunda Alice eve gitmeyi kabul etti ve eve gittiler.

Odası tam Sendio'yu anlatıyordu.Balıklar,posterler,kitaplar..Tanıdık bir şeyler buldu kendinden Alice teybe koyulan muhteşem klasik müzikle.Sendio ona sıcak bir kahve yaparak yanına oturdu.Kendi eseri olan resimlerini gösterdi.Alice hayranlıkla resimlere bakıyordu.Hepsi çok güzeldi.Ama dikkatini çeken bir sey vardı.Resimlerdeki kadınlar hep silikti.Bunu sormak istediyse de cesaret edemedi.İstersen resimlerimden alabilirsin dedi Sendio..Alice sinirlenerek ayaga kalktı.Bu resimler senin çocuğun gibi onları senden koparamam dedi.Sendio büyük şaşkınlıkla Alice'i seyretti,çünkü ilk defa onu anlayan biri çıkmıştı karşısına.Birlikte yatağa uzandılar. Alice sımsıkı sarıldı ona.Yüzünü okşamaya başladı.Teypte çalan klasik müzik,odaya hafif bir koku veren mum ve yanında uzanan adama dikkatle baktı o gece..Artık ona bağlanmaktan korkmuyordu.Sendio'nun aradığı dokunuşlardı bunlar..Alice ilk defa düş ve gerçek arasındaki farkı çözmekte zorlanıyordu.Sendio bir düş müydü?

Zaman geçiyor ve ilişkileri gittikçe büyüyordu.Korkunç bir sevgiydi..Okulda kıskanılacak ve birbirlerine zarar verecek kadar korkunç..Alice onu kaybetmekten çok korkuyordu.Onu bırakmasın diye türlü hastalık yalanları uyduruyor böylece Sendio'nun ona daha çok ilgi göstereceğini ve onu asla bırakmayacağını düşünüyordu.Ama bu yalanların taptığı adama ne kadar acı verdiğinin farkında değildi. Alice'in her hastalık lafında Sendio'nun içinde kocaman bir tümör beliriyordu sanki..Onu kolları arasına alıyor,öpüyor,ve sımsıkı sarılıyordu.Sendio günden güne yıpranıyor,Alice türlü kıskançlık ve sendio'ya yaptığı aile baskılarıyla onu ikileme sokuyordu.Sendio her fırsatta Alice teskin ediyor,ama bir taraftan kendisini bir kuyuya doğru kaydığını hissediyordu..Gücü azalmıştı.Alice'e tapıyordu!

Bir gün Alice'nin söylediği yalanlar gün yüzüne çıktı..Alice hıçkırıklara boğularak ağlıyor,ve tüm bunları onu asla bırakmaması için yaptıgını söylüyordu.Sendio'nun annesi yalnızdı ve babası oğlunun okuması için gurbette çalışıyordu.Alice sürekli onun yanında kalmasını istiyordu.Bu mümkün değildi,Çünkü Sendio'ya ihtiyacı olan birisi daha vardı.Anne!

Onu herkesten kıskandı Alice! Annesinden bile..Sendio yıpranmasına rağmen Alice'i hala çok seviyordu.Ancak birgün ikiside bir süre görüşmeme kararı aldı.Zaten araya yaz tatili giriyordu.Alice yaşadığı yere döndü.Ama aklında Sendio vardı..Onu unutamadı..Başını yastığa her koyduğunda sabahlara kadar ağlıyordu.Sevdiği adamı kaybetmemek için söylediği yalanlar bu aşkın sonunu hazırlamıştı adeta.

Okul tekrar başlamış ve Alice'le Sendio hiç görüşmemişlerdi.İlk defa gördü onu..Çok değişmişti.Zayıflamıştı.Alice'nin yanına geldi.Eski sıcaklıklığı yoktu sanki..Alice bu duruma dayanamadı.Yine bağırıp çağırdı ona..Bu aşk Alice'ide günden güne kemirmişti..Sendio arkasına bile bakmadan gitti..Bu aşk onda büyük hasarlar bırakmıştı.Sendio çok sevdiği resmi bırakmış,eskisi gibi duygularını kaleme dökemez olmuştu..Eski tebessümü kaybolmuş yüzünde yorgunluklar vardı.Ama Alice'i unutamamıştı.Geriye dönemezdi..Çok sevdiği kadını tekrar kollarına alsa,bırakamayacağını biliyordu.Artık gücü yoktu.Gözündeki damlaları saklamaya çalışıyordu Sendio..Çaresizdi,yalnızdı ama Alice'e dönmemeliydi..Duygularını kontrol altına alarak mantıgına çevirdi.Alice'ten hep kaçtı..Hatta başka aşklarıda oldu ama Alice'i unutamadı.Sevmeye çalıştı o kadınları ve hatta eline kalemi tekrar aldı,çizmeye çalıştı ama yapamadı..Çok sevdiği ve herkesten sır gibi sakladığı defterine yöneldi..Yazacak birşeyler aradı ama olmadı..Artık çizemiyor ve yazamıyordu.Alice onda büyük yorgunluklar ve alevler bırakmıştı..Alice'e gösterdiği sevgiyi bir daha kimseye gösteremedi..

Alice o yılı kabus gibi geçirdi..Sınıfın en başarılı öğrencisi olan Alice o yıl ortalamayı tutturamadı..Tüm öğretmenler onunla konuşuyor,odalarına çağırıyorlardı..Alice anlatamadı..Hatta Sendio yüzünden diyenlere haykırdı..Unutamıyordu.Sınıfta sebebsiz yere gülmeye başlıyor sonra birden ağlama krizlerine giriyordu..Heryerde Sendio'yu görüyor,yüzünü cevirmek zorunda kalıyordu..Her erkekte onu aradı..Onun kokusunu duymaya çalıştı ama olmadı..Sendio'yu oda affetmedi..Neden?dedi..Bu kadar seven affederdi neden Sendio diye yıllarca bu soruyu sordu.Kininin ve aşkının birbirine karıştığını farkediyordu..Ama buna engel olamıyordu..Ben ne yaptıysam sevgimden yaptım Sendio..Beni bırakma hep kollarında tut diye yaptım diyordu..Ama Bu aşk ondada çok şeyi köreltmişti..Şarkı söyleyemiyor,Sendio'nun çok sevdiği sesini kaybetmek için günde iki üç paket sigara içiyordu..Her içtiği ve söndürdüğü ateş Sendio'yu simgeliyordu çünkü..

                                                    Figaro

 ein Bild

 



Create Shock Text

 
  ZAMANIN ÇABUK GEÇTİĞİNİ SAKIN UNUTMA..VE ERTELEME..
 

 

 
ANA SAYFAN YAP  
 

FREE service provided by MusicWebTown.com
 
 
 
myspace codes
Click here for Myspace glitter graphics and Myspace layouts
 

http://www.arzuakyuz.tr.gg

 
   



Create Shock Text

 
  Yüreğimi sıkıştıran bu kesif hüzün, belki de terketmişlere özgü gizli bir terkedilme duygusudur.



Özledim seni...

Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...

Beynimi uyuşturu­yor özlemin...

Çok sık birlikte olamasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlı­yorum.

Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime sapla­nan bir sızı olmaktan çıkıp mütemadi bir boşluğa dönüşüyor.

Sabahlara seni ok­şayarak başlamaları akşamları, her işi bir kenara koyup seninle başbaşa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, hırlaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, se­vimli ha­şarılığını, çocuksu küskünlüğünü...

Nasıl da serttin başkalarına karşı be­ni savunurken; ve ne yumuşak, bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken... ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken...

Hasta olduğunda, o korkunç kriz ge­celerinde günler, geceler boyu nöbet tuttuk başında... o şen kahkahalarına yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek...

"Atlattı" müjdesini kutlarken yor­gun bedenindeki yaraları okşayarak, doktorun böldü sevincimizi:

"Yaşayamaz artık bu evde... yüksek binalar ve be­ton duvarların gri kentinde" dedi, "O gitmeli... ve kendine yeni bir hayat çizmeli..."

Bilsen, ne zor gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana...

Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unut­mandan geçtiğini bilmek...

Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğumuzu görmek ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" de­mek...

"Beni ne kadar ça­buk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa" demek sa­na ne zor...

Sesimi, kokumu çe­kip alıvermek beynin­den, sesin, kokun hâlâ beynimdeyken...

... seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakma­nı istemek senden...

... yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek...

... ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın arka koltuğuna, birlik­te güneşlendiğimiz on­ca yazı, yanyana titreş­tiğimiz onca kışı, pay­laştığımız bunca acıyı, onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına, ar­kandan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...

... ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek...

... yokluğunu beklemek, ne zor...



* * *



Bunları düşündükçe, şu anda uzakta bir yerlerde üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engel­leri aşıp terkedilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları. yalnız bulvarları arşınlayarak sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak ve yavaşça üzerini örtmek geçiyor içimden...

Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe dönüşmesinden hicran duyuyorum.

Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde, terketmişlere özgü bir terkedilme korkusunu da yüre­ğimin derinlerinde duyarak sana koşmak, yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek ve

"Geri dön bebeğim" demek istiyorum:

"Geri dön... kulüben seni bekliyor..."(C.Dündar)
 
Bugün 29 ziyaretçi (33 klik) kişi burdaydı!
web tracker Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol