Düş ve Gerçek...(17 Ekim 2001)
Alice üniversiteye yeni başlamış olmanın heyecanıyla bindi o gün otobüsüne..Tüm yıl uğraşmıştı,ailesinin ona gösterdiği emeği boşa çıkarmamak için gecesini gündüzüne katıp-
sınavlara hazırlanmıştı.Bir yandan yeni bir şehre taşınmanın verdiği korku,bir yandan ev arkadaşları..Ev arkadaşlarıyla iyi geçindiği pek söylenemezdi.Ama tüm bunlar umrunda bile değildi. O yeni bir hayata başlıyordu..Otobüsten indiğinde yepyeni bir dünya vardı sanki karşısında..Bir an yolunu kesen ağaçları kendi şehrindeki opera binasının önünde duran ağaçlara benzetti.Hafif bir burukluk belirdi yüzünde.Yılları o binada opera söyleyerek isyanını dile getirmişti şarkılarıyla.Kaybettiği dostlarıyla bu ağaçların altında buluşmuşlardı. Sevilen bir kızdı Alice.Operada ki başarısı dilden dile dolaşmış ve kısa sürede ustaların yönettiği korolara transfer olmuştu.Burdada başarısını sürdürmüş çeşitli ödüllerin sahibi olmuştu.Gözlerinden ılık damlaların aktığını hissetti o an. Ama sıcak bir tebessümle yoluna devam etti.İnsanlar sere serpe uzanmış,kimisi konuşuyor,kimisi gülüyordu..İçinde tuhaf duygular vardı.Kendisi de bazen çözmekte zorlanıyordu.
Sonunda sınıfını buldu ve etrafını süzdükten sonra sessizce en arka sıraya oturdu.Herkes birbirini tanıyor gibiydi.Kendini çok yabancı hissetti.Ama bu duygular sınıfa öğretmeninde girmesiyle birlikte yerini meraka bıraktı.İsmi Michael olan bu öğretmen sürekli gülüyordu..Ağzından çıkan her sözde bir espri,bir anlam vardı.Çok sevmişti Alice bu öğretmeni.Kendini tanıtma sırası Alice'e gelince sınıfta korkunç bir sessizlik belirdi.Alice'in ses tonu herkesi şaşırtmıştı.Birab durakladı,etrafa bakındı ve ne yapacağını şaşırdı.Ama sonra kendinden emin bir şekilde kendini tanıtmaya devam etti.Az önce durmadan gülümseyen Michael bile büyük bir dikkatle onu dinliyor,ve sürekli konuşturuyordu.Ses tonu farklıydı Alice'in.Uzun yıllar opera eğitimi almıştı.Sesinde ki vurgular ve kalınlık hemen dikkat çekici cinstendi.Bu duruma daha sonra alışan Alice konuşması bittikten sonra yerine oturdu ve Michael'a baktı.Michael tebessüm ederek ona ses tonunun güzelliğinden ve akıcı lisanından bahsetti.Bu duruma alçak gönüllükle tebessüm etti Alice.
Aradan bir hafta geçmiş , yavaş yavaş derslere başlanmış ve arkadaş edinmişti.Ancak hala ders kitabı eksikti. Harıl harıl kitapçılarda soluğu alıyor ancak bir türlü o ders kitabını bulamıyordu.
Bir gün,Ders arasında arkadaşı Jane ona yardım edebileceğini söyledi ve aşağı katta dolaşan Sendio'ya seslendi.Alice şaşkınlık içerisindeydi,çünkü jane'nin seslendiği erkek Alice'e öyle bakıyordu ki
Alice biran başını çevirmek zorunda kaldı.Daha sonra Jane onun elinden tutup aşağı Sendio'nun yanına götürdü ve onları tanıştırdı.Alice kibarca Sendio bir üst sınıfta okuduğu için ondan kitaplarını istedi.Sendio hiç cevap vermiyor,Alice konuştukça şaşkınlığı daha da artıyordu. Oldukça hoş bir kızdı.O gün giydiği kırmızı bluz,üzerine tam oturan blue jean ve beline kadar inen düz saçlarıyla bu güzelliği daha da belirginleşmişti.Sonunda Sendio konuştu ve tanıştığına memnun oldugunu söyleyip,kitaplarını en kısa zamanda getireceğini söyledi.Kendisine itiraf edememişti ama Alice'te etkilenmişti Sendio'dan.Garip bir havası vardı.Sanki bir şeylere belli belirsiz isyan ediyor ama bunu kimseye yansıtmıyordu.Alice okuldan sonra tüm gün onu düşündü..
Ertesi gün Sendio kitaplarla birlikte yanına geldi.Sendio ona bir de kahve getirmişti.Bu Alice'in çok hoşuna gitti.Sendio'yu ilk defa gülerken gördü.Omzuna kadar inen kumral saçları ve yemyeşil tişörtüyle çok çekiciydi.Ama nedense Alice onun gözlerine bakamıyordu.Bu durum kısa sürmedi.Birlikte o gün gezip,doyasıya sohbet ettiler.Günün sonunda ikiside yorgun düşmüştü ve okulun muhteşem manzarasını gösteren bir yere oturdular..Eve gitmeyi asla istemediler sanki..Sendio uzaktaki bir ışığı göstermek için Alice'e yanaştı,onun yanağını hissetti Alice..Ürperdi ne yapacağını bilemedi ama kendini de çekmedi.Yorulmadan konuştular..Paylaştılar ve tartıştılar..İkisinin de çok ortak yönü vardı.Ama en belirgin ortak yönleri "Yalnızlık'tı".
Alice hiç eve gelmek istememişti.Ama mecburdu,çünkü evde kendisini bekleyen ve hayatta hiçbir şeyden anlamayan iki kız onu bekliyordu.Hiç konuşmadan odasına geçti.Aklında hep o vardı,yatağın bir köşesinde bugünü tekrar film şeridi gibi gözünün önüne getirdi. Mutluydu..En önemliside buydu.
Sabah erkenden hazırlanıp okula gitti..Ama Sendio'yu göremedi.Ders başlayana kadar gözleri onu aradı ama o yoktu.Birinci ders bittikten sonra hemen hissetmişcesine kapıya koştu.Sendio o tatlı gülümsemesiyle onu bekliyordu.Sımsıkı sarıldı ona..Akşam evine davet etti Sendio.Ama Alice bu teklife pek sıcak bakmadı önce.Korkuyordu..Kapılıp gitmekten Sendio'nun ona zarar vermesinden korkuyordu.Akşam olunca şehrin içinde dolandılar..Ama şehir onları boğuyordu..İkiside kalabalıktan hoşlanmıyordu.Sonunda Alice eve gitmeyi kabul etti ve eve gittiler.
Odası tam Sendio'yu anlatıyordu.Balıklar,posterler,kitaplar..Tanıdık bir şeyler buldu kendinden Alice teybe koyulan muhteşem klasik müzikle.Sendio ona sıcak bir kahve yaparak yanına oturdu.Kendi eseri olan resimlerini gösterdi.Alice hayranlıkla resimlere bakıyordu.Hepsi çok güzeldi.Ama dikkatini çeken bir sey vardı.Resimlerdeki kadınlar hep silikti.Bunu sormak istediyse de cesaret edemedi.İstersen resimlerimden alabilirsin dedi Sendio..Alice sinirlenerek ayaga kalktı.Bu resimler senin çocuğun gibi onları senden koparamam dedi.Sendio büyük şaşkınlıkla Alice'i seyretti,çünkü ilk defa onu anlayan biri çıkmıştı karşısına.Birlikte yatağa uzandılar. Alice sımsıkı sarıldı ona.Yüzünü okşamaya başladı.Teypte çalan klasik müzik,odaya hafif bir koku veren mum ve yanında uzanan adama dikkatle baktı o gece..Artık ona bağlanmaktan korkmuyordu.Sendio'nun aradığı dokunuşlardı bunlar..Alice ilk defa düş ve gerçek arasındaki farkı çözmekte zorlanıyordu.Sendio bir düş müydü?
Zaman geçiyor ve ilişkileri gittikçe büyüyordu.Korkunç bir sevgiydi..Okulda kıskanılacak ve birbirlerine zarar verecek kadar korkunç..Alice onu kaybetmekten çok korkuyordu.Onu bırakmasın diye türlü hastalık yalanları uyduruyor böylece Sendio'nun ona daha çok ilgi göstereceğini ve onu asla bırakmayacağını düşünüyordu.Ama bu yalanların taptığı adama ne kadar acı verdiğinin farkında değildi. Alice'in her hastalık lafında Sendio'nun içinde kocaman bir tümör beliriyordu sanki..Onu kolları arasına alıyor,öpüyor,ve sımsıkı sarılıyordu.Sendio günden güne yıpranıyor,Alice türlü kıskançlık ve sendio'ya yaptığı aile baskılarıyla onu ikileme sokuyordu.Sendio her fırsatta Alice teskin ediyor,ama bir taraftan kendisini bir kuyuya doğru kaydığını hissediyordu..Gücü azalmıştı.Alice'e tapıyordu!
Bir gün Alice'nin söylediği yalanlar gün yüzüne çıktı..Alice hıçkırıklara boğularak ağlıyor,ve tüm bunları onu asla bırakmaması için yaptıgını söylüyordu.Sendio'nun annesi yalnızdı ve babası oğlunun okuması için gurbette çalışıyordu.Alice sürekli onun yanında kalmasını istiyordu.Bu mümkün değildi,Çünkü Sendio'ya ihtiyacı olan birisi daha vardı.Anne!
Onu herkesten kıskandı Alice! Annesinden bile..Sendio yıpranmasına rağmen Alice'i hala çok seviyordu.Ancak birgün ikiside bir süre görüşmeme kararı aldı.Zaten araya yaz tatili giriyordu.Alice yaşadığı yere döndü.Ama aklında Sendio vardı..Onu unutamadı..Başını yastığa her koyduğunda sabahlara kadar ağlıyordu.Sevdiği adamı kaybetmemek için söylediği yalanlar bu aşkın sonunu hazırlamıştı adeta.
Okul tekrar başlamış ve Alice'le Sendio hiç görüşmemişlerdi.İlk defa gördü onu..Çok değişmişti.Zayıflamıştı.Alice'nin yanına geldi.Eski sıcaklıklığı yoktu sanki..Alice bu duruma dayanamadı.Yine bağırıp çağırdı ona..Bu aşk Alice'ide günden güne kemirmişti..Sendio arkasına bile bakmadan gitti..Bu aşk onda büyük hasarlar bırakmıştı.Sendio çok sevdiği resmi bırakmış,eskisi gibi duygularını kaleme dökemez olmuştu..Eski tebessümü kaybolmuş yüzünde yorgunluklar vardı.Ama Alice'i unutamamıştı.Geriye dönemezdi..Çok sevdiği kadını tekrar kollarına alsa,bırakamayacağını biliyordu.Artık gücü yoktu.Gözündeki damlaları saklamaya çalışıyordu Sendio..Çaresizdi,yalnızdı ama Alice'e dönmemeliydi..Duygularını kontrol altına alarak mantıgına çevirdi.Alice'ten hep kaçtı..Hatta başka aşklarıda oldu ama Alice'i unutamadı.Sevmeye çalıştı o kadınları ve hatta eline kalemi tekrar aldı,çizmeye çalıştı ama yapamadı..Çok sevdiği ve herkesten sır gibi sakladığı defterine yöneldi..Yazacak birşeyler aradı ama olmadı..Artık çizemiyor ve yazamıyordu.Alice onda büyük yorgunluklar ve alevler bırakmıştı..Alice'e gösterdiği sevgiyi bir daha kimseye gösteremedi..
Alice o yılı kabus gibi geçirdi..Sınıfın en başarılı öğrencisi olan Alice o yıl ortalamayı tutturamadı..Tüm öğretmenler onunla konuşuyor,odalarına çağırıyorlardı..Alice anlatamadı..Hatta Sendio yüzünden diyenlere haykırdı..Unutamıyordu.Sınıfta sebebsiz yere gülmeye başlıyor sonra birden ağlama krizlerine giriyordu..Heryerde Sendio'yu görüyor,yüzünü cevirmek zorunda kalıyordu..Her erkekte onu aradı..Onun kokusunu duymaya çalıştı ama olmadı..Sendio'yu oda affetmedi..Neden?dedi..Bu kadar seven affederdi neden Sendio diye yıllarca bu soruyu sordu.Kininin ve aşkının birbirine karıştığını farkediyordu..Ama buna engel olamıyordu..Ben ne yaptıysam sevgimden yaptım Sendio..Beni bırakma hep kollarında tut diye yaptım diyordu..Ama Bu aşk ondada çok şeyi köreltmişti..Şarkı söyleyemiyor,Sendio'nun çok sevdiği sesini kaybetmek için günde iki üç paket sigara içiyordu..Her içtiği ve söndürdüğü ateş Sendio'yu simgeliyordu çünkü..
Figaro